Perşembe

İÇİMDEN GELDİ

Uzun zaman oldu yazmayalı..Yapmak  ve söylemek istediklerimi bir türlü yazamadım ve yapamadım.Engel neydi  bilmiyorum.Eskisi kadar umurumda da değil  bunca yaşadıklarımdan sonra bir önemi yok artık hiçbirşeyin.Aşık olmak istiyorum sipariş gibi oldu, olsun tanrıma siparişim olsun.Allahım bana öyle bir aşk ver ki şimdiye kadar olan yalnzlığımı unutayım beklediğime değsin ve en güzeli olsun.Bu şehir beni boğuyor..insanların ruhsuzluğu,duygusuzluğu ve bencilliği güzelim şehri kaplamış..Aşk heryerde vardır derler ama galiba burada yok..

NE KADAR ERTELEYEBİLİRSİN AŞKI


Bak nasılda hızlı akıyor zaman..

Oysa ben aksine sindire sindire sevmeliyim seni.

Seni yaşamalıyım ve bir öğrenci gibi seni öğrenmeliyim. Sevinçlerini, nefretlerini,
Gözyaşlarını paylaşmalıyım. Hangi yemekleri seviyorsun. Hangi düşüncelerle yapıyorsun yemeklerini. Nasıl oturuyorsun sofraya. Nasıl gidiyorsun uykuya. Nasıl uyanıyorsun yeni bir sabaha. Ne olurdu bir köşede dursam ve öylece izleyebilsem seni.

Günlük işlerimin arasında ara verip öyle seni düşünüyorum. İzin almadım senden ama galiba hayatımda farkında olmadan yer ediniyorsun.

Sıkıldım artık bu yalnızlıklarımdan. Usandım içimizden geçenleri adam gibi söyleyememekten. Hep başka bir zamana erteledik.

Ne zamana kadar? Sıkılmadın mı sende yalnızlığından?

Daha kaç gece soğuk bir yatağa uzanacaksın. Kaç gece elini uzattığında diğer yastığın boş olduğunu göreceksin. Kaç gece gözlerini dikip tavana olmayanın hayaline dalacaksın. Sen hak etmiyor musun her sabah öpülerek bir sevgilinin kollarında uyanmayı.

Aşk bu mu? İşte.

Bir yıldızın peşinden

Bir gece yarısı karışacaksın karanlığa

Her şeyi geride bırakacaksın.

Yapabilir misin?

Vazgeçemezsin...

Yine dönelim birbirimize söylediğimiz yalanlara, devam edelim gerçeğe dönüştüremediğimiz hayallerimizin, gölgelerimizin peşinden gitmeye. Kim geri verecek ki geçen onca zamanı. Ne kadar zamandır dökülmüyor dudağından seni seviyorum ve özledim sözleri.

Daha ne kadar erteleyeceksin aşkı.

Saçlarımız ağardığında mı? Kıyametler koptuğunda mı?

Ne zaman aşk için yaşamayı öğreneceğiz.

Ne kadar daha utanacaksın, düşüncelerini söylemekten. Ne kadar daha engel olacaksın bir sevgilinin hayatına girmesine. Ayıplarlar değil mi?

Sana zarar gelmesin. Sana söz gelmesin ben her şeye razıyım. O zaman kaçamak sev beni.
Ama cesurca sev. Ben sevildiğimi bileyim. Kimseler duymasa da olur. Ben senin olduğumu bileyim.

Ne zaman hayallerinde yaşattığın gölgenin gerçek olmasına izin vereceksin. Ne kadar daha dinleyeceksin yalnız başına aşk şarkılarını.

Boş duvarlara bakmaktan, boş odalardan sıkıldım artık. Birçok şehir gezdim. Yapaycı yüzlere değil hep cesur yüreklere sevdalandım. Kızgınlığım sana değil aslında. Belki de toplumun değer yargılarına kızıyorum. Belki de beraber olamamanın hıncını alıyorum satırlarımla. Sevilmeyi mi unuttun yoksa sevmeyi mi.

Zaten her anı kurallarla dolu bir yaşamda kuralsız sevmeye hakkımız yok mu?

Belki de suç burada bizim. Henüz sizin lisanınızı öğrenemedik. Ne zaman hayırlarınızın evet olduğunu, yâda evetlerinizin hayır olduğunu anlayamadık. Ne zaman seni sevmiyorum, seni görmek istemiyorum dediğinizde. Aslında beni bırakma demek istediğinizi hep bedel ödeterek öğrettiniz bize. Hata bizimdi kabullenmek zorundayız. Hiç yansıtmadık acımızı yüzümüze. hep yüreğimize kaydetmeyi öğreneli ise hayli zaman oldu.

Bu tedirginliğin, ürkekliğin daha önce yaşadıklarınla mı ilgili, yoksa kaderine mi kızgınlığın. Belki de hep içimizde saklı bir sır olarak kalacak. Şimdi uyanılmayan uykulardayım. Dönülmeyen yolculuklardayım. Sırlarımızı bölüşemedik bari sevgimizi bölüşelim.

Ben sevdalarımı beyaz bir güvercin yaptım. Sevgiyle uğurladım senin gökyüzüne. Belki benim gibi birçok kişi çalmıştır gönül kapını... Kim bilir kaç kez duydun seni seviyorum ya da seni özledim sözlerini.

Ben daha benim sözlerimin sendeki hükmünü bilmiyorum. Ben daha hayatında biri var mı?

Hayatında bana ait bir yer var mı onu bile sorgulamadım?

Belki de özür dilemem gerek sana böyle aşkla koşarak geldiğim için. Seni incitmek değil maksadım. Yüreğinden cesaret alarak kuruyorum cümlelerimi. Sen zenginisin bense fakiriyim aşkın. Sen benim hatalarımı mazur görürsün. Kızma; senden başka gidecek kapımda yok, senden başkasına söyleyecek sözümde yok.


Bana aşk borçlusun.

Uyku bırakmadın bende, nazlı seher uykularını terk edeli çok oldu. Şimdi seni düşünmekten gözlerim kan çanağı. Nezle oldum. Savunmasız kaldığım için. Neden her hastalandığımda doktora gitmek zorundayım. Neden başucumda değilsin. Aslında ilacım sensin ama bana uzaksın. Yâda yakın olsam ilacım olur muydun? Ne kadar zor biliyor musun insanın başkası yerine cevaplar bulması.

Ama geçmişi sorgulamadan, öncekiyle mukayese edilmeden yeniler kabul edilmez. Görmez gözlerimiz. Ne sen bıktın acılardan ne de ben. Bu kez acıtmadan incitmeden sevmeliyiz.

Bırakabiliyorsan satırlarımı, İstemiyorum diyorsan.

Hiç durma.

Yoksa sensiz bir sabaha daha uyanacağım. Yorganıma sarılıp, yine hayallerinle avunacağım.

Bu gecede sen uyuma.

Sen konuş geceyle, yıldızlarla benim yerime sen konuş. Bakalım neler fısıldayacaklar. Benden önce günaydın de selamla doğan güneşi.

Ben izin almadan sevdim seni yoksa bunun cezası mı çektiğim. Vurdun beni, vurulmuşluğumu itiraf ediyorum. Ve söylemediğin her kelimen daha da vuruyor beni.

Gelmeden gidiyorsun benden. Ben bıraktığın yerdeyim. Oysa ne kadarda cesaret vermişti. Damla damla düşen sözlerin. Gözyaşları mı kurutalı hayli zaman oldu. Ağlamayı da beceremiyorum. Seni düşünüp, görmediğim gözlerini özlüyorum. Mejnun Leyla’ya benziyor diye yakaladığı bütün ceylanların gözlerini öpüyordu. Benimse gözlerini bile gördüğüm yok.

Her şeye rağmen seviyorum içinde ki tedirgin çocuğu.

Yinede seviyorum beni kaçamak sevişini.

Değişimler sancılı olur. Eski birden atılmaz yeni birden alınmaz. Biliyorum yeniyim hayatında, sabrım var. Saygım var.

Kızma ne olur sitem ediyorsam, yüreğime sevgimi sığdıramadığım içindir.

Biraz sancılıyım, çünkü neyin garantisi var hayatımızda... Yarın İsrafil’ in Sur borusuna üflemeyeceğinin ne garantisi var, bu mahşer kalabalığında...

Söylesene!

Daha ne kadar erteleyebilirsin aşkı.


Doğan ORMANKIRAN

UYUDUM


bugün hiç ağlamadım..sana ağlamadım hiç..
bugün senin için bi iyilik yaptım.. gülümsedim..
hemde öyle dudak kenarlarından yitip giden tuhaflıklara benzemeden..
sonra yatağımdan kalktım
elbiselerimi yıkadım..
su aktı,ben temizlendim..ruhumdan öyle kir aktı ki..çok utandım..
başkalarının kirlettiği ellerimle,arıttım kendimi..
biliyor musun benim tenim yanmış,
gözyaşlarım fazla tuzluymuş..
insan olmaktan yorulmuş gibiyim,
hayallerimin geçerli olduğu hiç bir ülke yok
hepsi kimlikli pasaport istiyor..
vesikalık resmim çirkin çıkmış diye kaldım böyle bir başıma...
ikimizin bir resmi olsa..yanyana olmasına gerek yok üstelik..
sen sokak başında ol mesela..bende hemen ayakucunda..
'tırnak ucundan saç teline kadar'sevebilmeyi öğrensen...ben sana koparır veririm saçlarımı...
kel olsan keşke..
benden başka hiçbir kadının yanında dökülecek saçların kalmaz böyle...
ben sana ayna olsam..çirkinsem çirkin olursun,güzelsem güzel..
siyahlar bağlasam..senin kırmızı gidişlerinde(git-me-sen)
oyun uydurdum kafamdan..
şimdi ben 3 e kadar sayacağım sen saklandığın yerden çıkıp geleceksin..
3 az ise 100 olur..ne bileyim 1000 olur...
yolun ne kadar uzaksa..
korkma milyonlara kadar saymayı da öğrenirim...
türçeyle aram iyi değil bu aralar..ana diliyle küser mi insan..
harlerden çok senle uğraştığım için kırgın bana sanırım..
çünkü nerde bir sen yazsam..sadece adındaki harflere aşık oluyorum...
kii aşkı göndereli çok olmuştu tenimden,derimden,ellerimden,annemin sütünden..
bilmemişim..alnıma adın koca harflerle yazılmış..ben daha yokken babamın içinden..
hastayım ben galiba..incesinden değil en kalınından..öksürünce kan yerine sen çıkıyor fikrimden..
yanımda olmadığın zamanlarda küfür ediyorum..bana yakışmayan sözlerden sana ait acılar çıkarıyorum..
sen başka birinin yanında öpüşürken benim hiç bilmediğim yerlerden..
ben gözlerinde ölmek istiyorum(öl-me-sem)
sana kullanacak bir 'iyelik eki'm yok..bağışla..
beni bağışla...!
abimi kıskandığım,anneme kızdığım,arkadaşlarımın saçını çektiğim zamanlar için bağışla..!
ve dua et,
sana en uysal yanımla geldiğim için..
sen gelmesen bile..(gel-sen)
biliyorum mutlusun olduğun yerde..
bu yüzden dişlerimle etinde iz bırakma isteğim..
çıplak bedenine dokunanlar görsün diye..
gitmem lazım..
kalırsam sana daha büyük zararlar vermekten korkuyorum..
ve adını ruhuma yazmandan ve yüzümü boyamandan korkuyorum..
çünkü alabildiğine çocuğum..senin görmediğin yerlerde yüreğim ağzımda geziyorum..
içimden elma şekeri yemek geliyor ve sana yazdğım mektupları uçurtmalarla göndermek..
neyse..
öptüm seni..kimsenin dokunmadığı yerlerinden..
uyudum..

*